24 Aralık 2009 Perşembe

ninjanın siniri


Bazı insanlar varki onlar insanları insanlıktan çıkartıyor böyle insanlarıda ben çekiyorum anlaşılan tamam kardeşim ben bir hata yapmışım bebekken demir parçası yuttumda siz ne halt edipte mıknatıs yuttunuz yaa..İşte bu insanlardan biri hayatıma girdi ve beni sinir ederek çıktı bir ninja olarak tabiki çok sinirli ve saldırgan yapıdayım lakin yani ama bir ninja kadar sabırlı olmama rağmen bu sabrımı yıkmış beni sinirden köpüm köpüm köptürtmüş ,kafamın üstünde üç nokta ünlem soru işareti çıkartmış.çaydanlığın,kettle(ketıl)ın su fokurdatması gibi fokurdatmıştır beni.Yani Gelelim ve hasıl olayımızda beni bu kadar sinir eden hususa .İnsanın karşısındaki insan pasif,sessiz(nora sessiz değil boyut aşmış ruh hastası tipi) ,hiç bir dediğine cevap vermiyorsa ozaman sorun vardır kardeşim.Az kalsın ninjalıktan istifa edip samuraylığa geçip kendime seppuku (harakiri) yapıcaktım...Ama sonra kendime dur çüş napıyorsun sen yaa neden kendine harakiri yapasın dedim.(bu harakiri hayal ürünü tabi gerçekte yok böyle bişey :D )oturdum yoga yaptım ve tüm sinirimi şimdilik attım .karar verdim ben sinir olcağıma o sinir olsun değilmi.İyilerin intikamı affetmek yada susmaktır.

bu blugu neden açtım




Bugün inanılmaz bir gündeyim çok mutluyum ee madem mutluyum bu mutlulukla gaza gelip bir blog açayım saçma sapan bazen güzel bazen iğrenç yazılar yazayım dedim bakalım başarılı olabilicekmiyim.İlk iş tabi blog kuruyoruz adı ne olcak diye kadar vermem lazımdı Ninjalara olan sevgim ve kiraz çiçeği saplantım hemen isim bulmamı sağladı sanmayınki geçiçici bir saplantı benimki ..Asla vazgeçilmiycek hayat felsefesi oldu benim için(çiçeğin felsefesimi olurmuş diyorsanız devam edeyim..).kiraz çiçekleri diğer çiçeklere göre daha narin kokusu azcık ama keskin, kar yağdığında bile kardelen gibi ayakta kalan şekermi şeker kırmızı pembe çiçekler görüntüsünün güzelliğini kyotoda görünce(p.s: kiyotoya hiç gitmedim izledim okudum araştırdım vs.) aman tanrım bu nasıl çiçek böyle dedim meğerse her yaz ayında yediğimizi küçükken kulağımıza küpe diye sallandırdığımız yemeden vişneden ayırt edemediğimiz o güzel meyvenin çiçeğiymiş..kiyotoda her sene insanlar bu çiçeklerin altına gidermişler ve onların önce açılmalarını sonrada dökülmelerini izlermişler.tıpkı insanlar nasıl doğup ölüyorsa oda onu temsil ediyor sanırım lakin kiraz çiçekleri hiç pes etmiyor inatla her sene en güzel renkleriyle açıyorlar.işte burdan yola çıkarak koydum.umarım bu blog vatana internete hayırlı olur..
şimdiden blogumdaki yazıları okuyup beğenenlere teşekkürler...