31 Ağustos 2012 Cuma

Ameliyat günlüğüm

Doktoru tarafından kandırılmış Gülnihâl kişisi bildirir..Resmen ayakta olacaksın oho 20 dakika sürmeyecek derken bildiğin yalanmış..Ameliyat olacağım tıp merkezine gittim.Normalde saat 2 de ameliyat olmalıydım ama 2:10 civarında odama aldılar ve burada ameliyat elbiselerimi giydirip beni yatırıp serum bağladılar.Gayet şeker bir odam vardı hatta tuvaletim banyom bile vardı,tv koymuşlar falan.Neyse serumla 10 dk daha bekledikten sonra ameliyathaneye götürdüler.Buradaki anestezici,hemşireler(özellikle çok tatlı bulduğum baş hemşirem),doktorum devamlı gözlerimin güzelliğinden bahsedip beni "Hürrem sultana,Tolga Karel'in eski sevgili Öykü "ye benzetiyordular.Öykü'yle baya benzediğimizi ilk kez duymuyorum hatta ben bile benzetiyorum görünce..Neyse o sırada orama burama kalp nabız bantları yapıştırıp tütütü maşallah diyip duruyordular.Antestezici 3 tane bir şey enjekte ettikten sonra."Yaşın kaç?" (bi saniye oldu daha iğneyi vurulalı ama bir anda serseme dönüp yaşımı bocaladım fakat doğru yanıt verdim "21".Peki kaç kilosun(Oha şu an beynim durdu oldum.Ama yine doğru cevap) "55".. Bir kaç saniye sonra derin bir uykuya dalacaksın (Bu sırada gözümü tavana diktim içimden 1,2,3 küt)..
Kendime geldiğimde derin bir acı içinde kıvranıyordum.Aynı zamanda hipotermi'ye tutulmuş gibiydim üstümde kalın bir yorgan olmasına rağmen kutupta kalmış gibi titriyordum.Bir türlü kendime gelemiyor gözlerimi açıp hop tekrar bayılıyordum.1 saatin sonunda uyandığımda konuşamıyordum(hala konuşamıyorum,konuşsam da sesim çıkmıyor kimse anlamıyor ancak kulaklarını ağzıma sokmak sureti ile zar zor çözüyorlar.).Burnum zonkluyordu kocaman olmuş burun kocaman içine sokulmuş tamponlar şişmiş göz,ağız,burun tiplemesiyle yüzümün neredeyse tamamını sarmış bir bandaj ile uyandım.Bu sırada doktorumdan,anestezicime,hemşirelerime hepsi gülümseyerek tek tek yanıma gelip "Gülnihâlcim nasılsın bakalım?" dediklerinde lan uyuttuklarında konuşup kanka mı oldum? diye düşündüm.Çünkü beni senelerdir tanıyor gibiydiler.Bu sırada yaklaşık 24 saattir açtım.Babamda ilaç içeceğinden Fulya ile ikisine tost yaptırıp oda dışında yiyince karnım fena guruldadı.Fakat o sırada başıma geleceği bilmiyor telefona "ciğer sote" yazıp babama bakıyordum.
Meğer benim katı,sıcak yemek tüketme yasağım varmış.Sadece soğuk çorba,yoğurt,su,süt tüketecekmişim.Yüzüm gözüm şiş apartmandan içeri girecekken meğer tüm apartman kapı önündeymiş beni görünce birbirlerine gösterip hayretler hatta korku içinde bana baktılar.."Ne oldu sana?" diyorlar ama ses çıkmıyor ki anlatayım kardeşim işte iki kemküm etti eve çıktım, beni giydirdi narkoz etkisiyle bir pelteden bir farkım yoktu.Devasal büyüklükteki yastıklara yatırıldım.Çilem başladı..
Önünde tampon artı ekstra tampon olmasına rağmen halan devam eden burun kanamam var.Çorba içmeye çalışırken devamlı olacak kulağımdan vakum sesi gelip burnumu kanatıyor.O halde zar zor kan revan içinde ilaç içiyorum.Burnum çok acıyor,hatta neredeyse çok az yürüyorum.Topuk tınım burnuma vuruyor resmen ve  gözlerim direk doluyor tabii acıyla..Okul kayıtları ve düğüne şiş yüzle gitmek berbat olacak.Allah'tan vesikalıkları çektirttim güzel güzel..
Öyle işte canlar.Açım ve ağrılıyım.Gözlerim kan çanağı ve ağlıyor..Yüzüm şiş..Takılıyoruz böyle.Bu ay zayıfladım zaten göbek bile kalmadı.Canım et yemek istiyor.Mesela kokoreç,ciğer sote,et sote (Çok etcil olduğum herkes tarafından bilinir.) istiyor canım.Hele düzeleyim evi yiyeceğim..
Ağzımdan nefes almak berbat bir şey.Her bandaj değişiminde özel dudak palm'ı sürüyorum ki dudaklarım tahriş olmasın şu an bir tek onlar düzeldi ve güzelleşti.Aynada gördüğüm kim ya?
Tüm gece uyuyamadım ağrıdan ,kanamadan umarım bugün biraz olsun iyi olur..
Yalnız ne çok sevenim varmış herkes nereden öğrendiyse ki ben demedim arayıp durdu.Evimize yemekler aktı.Ben yiyeyim diye sarmalar,çorbalar gel gelelim o sarmadan bir dirhem yiyemiyorum ağlamak istiyorum.
Bir ameliyat böyle son buldu..



Benden hepinize ;

Grup Vitamin şarkıları gelsin..Ameliyat için hazır ve nazırım.Yarım saat sonra gidiyorum..O yüzden neşelenmek için Grup Vitamin açtım.Sizi bu eğlenceden mahrum etmek istemem..

 
Adresim aynı İsmail
Posta kodumda aynı yavrum
İs-ma-il


Al aşkını sok sok gözüne gözüne
Görüşmeyelim güzelim
Üstüme gelme alkollüyüm istemeden üzerim

                                

Ameliyat vakti

Evet az zaman kaldı..
Çok gerilimliyim.Tamam basit bir ameliyat ama insan basit yada değil tedirgin oluyor..Ameliyattan önce resmen 1 gün boyunca bir şey yemek yasak gibi bir şey.Şu an aç ve susuz karnım guruldarken.Tam bir Chopin var karnımda..
Hani midemi tanımasam Chopin sanacağım..
Neye artık hazırlanıp gitme vakti geldi..
Bir süredir nefes hiç alamıyordum.Umarım artık nefes alabileceğim..
Dua edin.
Not:Ellerim bulaşık yıkamaktan alerji oldu ne yapsam of :(

Refakatçi-Perihan Mağden

Ben ve benim kabilemde olanlar,ait olmadıkları mekanlarda alışkın olmadıkları insanlar konuştuktan sonra kendilerini kirletilmiş bulurlar.Genellikle çok az sayıda insanla geçen günlerimiz,ruhumuzun derisini öylesine inceltmiştir ki;en olağan görüşmeler dahi-özellikle de onlar-bizi derinden sarsar,çoğu kez de yaralar.İşte bu yüzden bizler,kendi kabilemizden olanlarla-kimi zaman oldukça sık,kimi zamansa hiç-görüştüğümüz özel mekanlarımız dışında kalan yerlere,adımımızı atmak bile istemeyiz..

Perihan Mağden-Refakatçi  


Okuduğum en iyi yalnızlık profili çizen kitaplardan biriydi..Okumak isteyenlere gerçekten tavsiye edebilirim bu kitabı..Baş karakterde kendinizi bulacak zaman zaman küçük kıza sinir olacaksınız...Bence buhranlı bir kitap olmasına rağmen iyi ki okumuşum denilebilecek bir kitap aynı zamanda..
İyi okumalar.

30 Ağustos 2012 Perşembe

Lao Tzu der ki;

Diğerlerini bilenler akıllıdır,
ama kendini bilenler daha akıllıdır.
Diğerlerini kontrol edenler kuvvetli olabilirler,
ama kendini kontrol edebilenler çok daha güçlüdür.

| Lao Tzu |


Not:Lao Tzu'nın kitabını istiyorum..Önce ingilizce öğrenmem lazım ..OMG ..

Kurt Cobain Der ki;

Eğer Cinsiyet Ayrımı Yapıyorsan, Irkçıysan, 
Homofobiksen Yani Kısaca Bir Pisliksen CD’mi Alma.! 
Beni Sevmen Umrumda Değil.
Ben Senden Nefret Ediyorum !
[Kurt Cobain]




Dikkat Dikkat!

Günlük 400 kişi bu sayfaya girip yazı okuyor.Arkadaşlar korkmayın katılın şuraya ya nasıl takip edeceğinizi anlayamadıysanız..
Yanda siyah ince şeride doğru mouse'u kaydır sürpriz yumurtalara tıkla gördüğünüz ekran çıksın..
Yahu madem bu kadar kitleyle geliyorsunuz her gün eee tanışalım aa dostlar..



29 Ağustos 2012 Çarşamba

off off kömür gibi yanıyorum

Off off ameliyat yaklaştı hacılar..
Kan bile verdim bugün.Damarım patladı.Kanımda pek bir bordoydu falan..
Heyecan oldum bak şimdi..
Uykum geldi benim.
Ameliyattan tırsmıyorum ki ben kendi elimi bile tutabilirim çok yetenikli bir kızım..
Hayır yapmam ama sigara içesim geldi tü Allah cezamı vermeye..
Birde bir rüya gördüm rüyamda Azrail canımı almaya geldi pek güler yüzlüydü.Anlamı iki türlüymüş birincisi tabii ki belirsiz bir vakitte şehit düşeceğim ya da iman ile ölecekmişim.İkinci anlamı ülkede kötü bir olay olacakmış.Neyse gün gelecek tabii alacak canımı.Allah herkese güzel ölüm nasip etsin.
Amcamın dediğine göre eğer Azrail'in benden istediği suyu ona verseymişim tahtalı köyde yerim hazırmış şimdilik sağlamım sanırım.
Öpüldünüz bye.

Özdemir Asaf derki;


28 Ağustos 2012 Salı

Suavi severim siz?

Ben çok severim...Seviyorsanız haydi birlikte dinleyelim..Bu gece Suavi gecesi yaşayalım beraber..Bu adam bu ses..Hep seveceğim sanırım..Suavi'yi sevenler başka sever..Yalı çapkını,Hasretimdin Sen Oysa ve Eylül anlayana işler..Kalbe dokur sözleri..Hiç çıkmaz oradan..
Sevgi ve selamet ile kalın..
                                                                             Suavi-Eylül(aşktır bu şarkı)

                                                                            Suavi-Sende başını alıp gitme ne olur
                                                                              Suavi-Yalı çapkını (en sevdiğim!)

                                                                               Suavi-Tükenme
                                                                               Suavi-Hasretimden sen oysa


Bağıra bağıra söylemek lazım ama gece gece olmuyor;

Söyleyin bir daha anmasın benim adımı 
Söyleyin daha unutmadım yalanlarını 
Söyleyin mahşere sakladım günahlarını
Söyleyin bilsin söyleyin bilsin..



(Allah'ım kadını görünce gülmeye başlıyorum ne ciddiyetsizlik ya şarkıyla benim tip alakasız kaldı şimdi gülmekten ölücem şimdi :D :D )
(Allah yarabbim ya  sanki "Gebertirim lan seni " der gibi :D )

Arabeskte gülen kız;

Ebru Gündeş-Ağlamayacağım


Git istersen bana ne,
Bunlar artık bahane
Senle her şey şahane olabilirdi
Bir sorsana kalbine
Sevgi çok bol dese de
Aynısından bir tane bulabildin mi?
Bu yalan aşk oyununda
Doktorların yorumuyla
Ben gözyaşı sorunuma son verdim
Ağlamayacağım, ağlamayacağım
Beklediğin bu bunu yapmayacağım
Belki zor gelecek ama karşına geçip de
Hüngür, hüngür bir daha hiç ağlamayacağım


Haktan üstüne Hakan Altun,Ebru Gündeş..Gece gece arabesk yapalım dedim..Bu şarkıyı çok severiz ailecek..Arabada bir bunu birde "Ölümsüz aşklar varda ölmeyen aşık var mı?" şarkısını dinleriz sık sık o yüzden bunu koymak istedim..Bu ara aileye pek ölüm girdi ölüm falan gözüm görmesin gayri..
Bu kadın ablama ne kadar benziyor ya..Her gördüğümde şarkıya hüzünleneceğime ablamı özlüyorum..Canım ablam çok özledim seni ,güzel kokunu..Sana sarılıp uyumak istiyorum şu an canım ablam..
Bir tane daha var şu an gördüm ..Lisede şu şarkısını da pek söylerdim herkes benden duymayı severdi..
Hayır koyuyorum yanlış anlaşılacak.Tribal enfeksiyonluk değil niyetim..Sadece sevdiğim için koymak istiyorum..Sadece benim için lan toz olun..Sadece Ebru Gündeş sevenlerine gelsin..Ah uleynn..

Bir kaç gün;

Çok yoruldum doğrusu..
S. ile okula git C.B.Ü'den ayrıl (ayrıldım)..Onun aksilikler başını bırakmayınca bana sızlanarak;"Ya Gülnihal sen Egeli olacaksın ben burada mı kalacağım off Allah'ım ne şanssız adamım" dediğinde ben "Keh keh" diye gülüyordum..
Sonra Egeye ön kayıt yaptırdık.Annesi sağ olsun beni besledi fena anlamda sağ olsun M.teyze her ne kadar sadece evrak almaya kapı üstü uğrasakta bir güzel tıkıştırdı yemekleri..
Ön kayıt yapıp başvuru tarihlerimizi alıp,C.B.Üde ki hocalarımız "Çok sevindim aferin size doğru yapmışssınız ,siz ne ara çalıştınız ya,ne büyük sürpriz birlikte kazanmanız,arkadaşlarınız kesin size trip yapıyordurlar,bir şey olursa adımızı verin tanırlar.."falan şeklinde konuşunca içimiz biraz daha rahatladı..
Akşam eve vardığımda bir pelte gibiydim buraya yazacaktım bu olay aslında dün olmuştu yazdım ama güzel olmadı aman dedim sonra yazarım..
Dönüş yolunda üniformalıyı tekrar görüp "Oha İzmir sen çok küçüksün.." diye diye eve vardım..İnsanlar değişiyor..Değişmiş..Kendince iyi sanarak..Neyse..Umrumun dibi değil..

Bugün bir anda ben bilmeden bir suikasta gittim.Bir anda kendimi fotoğrafçıda vesikalık çekilirken buldum.Gözüne flaş yemiş kedi gibiydim.Birde azar yedim ,yok gülmüyorsun ,yok sırıt..Sırıttım tam bir rezillik saç baş zaten örgülüydü of..
Oradan gidip 10 günlük yemek yiyip üstüne kazandibi yedim..Eve geldim yemek yap evden çık kokoreç ye oradan dondurmacıya git vanilyalı dondurma al..
Çok yedim anlayacağınız.Şimdi de cak cak sakız çiğniyorum..Yani illaki böyle bir şey yicem içcem çiğneyeceğim şükürler olsun kilo verdim yoksa obez olurdum..

Off S. ile sınıflarımız ayrılmasın.Şimdi ben elaleme kendimi tanıtmak istemiyorum.S. tanışsın ben zaten araya kaynarım..
Şimdi git işte biz muafiyet öğrencisiyiz de bebelere..Bir onlar eksik kalsın..Daha ders çalışacağız da sınava gireceğiz de offf yaa kirpik uçlarım ağrıyor arkadaş..

Bu aralar en güldüğüm tumblr lafı;




Ne demek seninle geçinemiyoruz? asgari ücretmiyim amk ben? emekli aylığı mıyım?


27 Ağustos 2012 Pazartesi

günün karikatürü



Dikkat ederseniz 90lı yılların her detayı var..Kapı arasına tırmanan çocuk bunu yapanlardan biri benim mesela ..Kapının yanındaki gül..Çiçekli perde..İç çamaşırları soba demirine asılmış bizim evde böyleydi ya..Sonra o su ıbrığı ,soba bacasından akan o pislikler için oraya takılmış kap,tutan demirler..
Meyve soyan anne,koltuğu masa niyetine kullanan ve çantası zamanın popüler çanta modelleri..Örme papatya halı..Aaa birde dolaplara yapıştırılıp sonra sökmeye çalışılmış sticker'lar..
Örgüler..Eteğinin içine don giyen anneler..
Her şey bence çok tanıdık çok güzel sizce?
Sanki bizim evin eski hali..

Off duygulandım

Kız kardeşimin erkek arkadaşının bana para vermesi çok duygulandırdı..
Ablacım al bunu lazımdır sana kullanırsın sen benim ablam değil misin? diyince içim cızırt etti..
Alışkın değilim lan ben aile dışında insanların bana böyle davranmasına..
İbo aile içi sayılır artık ama ne bileyim..
Parayı vermeye çalıştım ama kolumu ısırıp verince aldım..
Bazen kardeşim için çok seviyorum..Ve ablam için..Ne güzel insanlar düşmüş talihlerine diyorum..
Dua ediyorum ki hiç bozulmasın rabbim onları hiç ayırmasın..
Neyse öyle işte...

Haydar haydar günah benim kime ne


                                                              Ben melanet hırkasını kendim giydim kime ne
                                                              Arı namus şişesini taşa çaldım kime ne
                                                              Aah Haydar Haydar taşa çaldım kime ne.
                                                              Haydar Haydar o yar benim kime ne..


Şarkının parodisi:Ah ulen ne anılarım var bu şarkıda ..Bazı anlara geri dönmek elde olsa dönülür..

Cevap basit;


26 Ağustos 2012 Pazar

Sıcak yaz günlerinde

Sıcak yaz günlerinde
Kar yağsa
Sıkı sıkı sarsam seni

Gündüzleri üşütmezdi
Soğuktu geceleri
Gelip sardım beni

Gözlerine bakarken
Düştüğüm yerde
Sıkı sıkı sardım seni

Bırakmak için
Ne erkendi ne geç
Koptu ipler bağlamadan

Sıcak yaz günlerin
Üşüyordun üstün kazak
Derimi istiyorsun kendine

Verebilecek bir deri
Sevebilecek bir kalp
Dönebilecek bir kemik

Sıcak yaz günlerin
Kar yağsa
Sıkı sıkı sarardım seni

Bırakmak için elleri
Ne erken ne geç
Koptu eller bağlanmadan

Gülnihâl

yazının paradosi:uzun bir aradan sonra gerçek anlamda bir şiir yazdım sanırım bu insanı deli gibi rahatlatıyor..Amaçsız şiir yazmak ne güzel..

Yapma arkadaş;

Yemin ederim şu felsefe yapan yazarlara hayret ediyorum..
Kendimi yırtsam bu kadar felsefe yapamam nedeni bilgisiz falanlık kitap okumamak değil ya resmen düşünüyorum acaba bu beybilitolar normal hayatta konuşurken felsefe yapıyorlar mı ?
Yapmayın ya cidden vallahi insan anlamaya çalışırken geberiyor..
Hele hele o betimlemeler ne ya "başının üstüne duran ayaklarıyla yürürken irili kumsallı yollarda" ahaa bu ne bu ne..Beyin bedava..
Sabah sabah bismillahirrahmanirrahim diyor insan..
Hadi büyüyüp gelin..
Cool insanlar sizi..Ama doğru sizde böyle prim yapıyorsunuz ancak..Devam devam..
Umut fakirin ekmeğidir..


Günün sözü:Zıkkımın kökü vardı bildiğin evet aldım onu ve kaynatıp çorbasını içtim..Aha sevinme zehir zıkkım olmadı..

Sevilesi karikatür karecikleri








25 Ağustos 2012 Cumartesi

Bir bak şimdi bak;

Bugün evi toplayacak gücü kendimde bulamadım..
Yarına bıraktım işleri..Normalde ev işi oldu mu akan sular durur ama gücüm yok..
Kardeşim koca evde beni yalnız bırakınca aldım çantamı vurdum kendimi sokağa..Sahaflara baktım.Güzel kitaplar gördüm ama almadım üç kuruşumu ona harcamak isterdim ama kitaplığım 20 kitap var okunacak şu an..
Neyse yürüdüm bir kaç toka aldım en kırmızısından..Sonra ne göreyim hepsinin kumaşı aynı öyle tatlılar ki baktım sadece..Hadi dedim madem bir English Grammar kitabı alayım çalışayım..
Öyle çok iş var ki Serdar ile okula gidip kayıt alacağız yok Egeye git falan neyse üşendim ona mesaj yazmadım.Onun arayacağı tuttu..Bu kitabı da çalışmak lazım tabii..
Sonra M.C'yi aramak geçti içimden ama yok vazgeçtim...Aslında kafam dağılırdı ama annesinin yanındadır rahatsız etmeye gönlüm razı gelmedi.
Kordonda gezdim içim ferahladı oksijen girdi içime mis gibi deniz kokusu..
Eve dönme vakti geldi..Döndüm..Ev harap içinde benim saç baş zaten ayrı durumda hala üstüm başım mezarlık toprağı kaynıyordu dün bir ceset gibi uyuduğum ve tabii bir gün boyunca sular kesik olduğundan pis pis takılıyordum.Şükürler olsun sular geldi tüm bulaşıkları falan hemencik yıkadım bir daha gider korkusu ile..
Çok üşenerek yemek yaptım cidden kollarım ağrıyordu.Bir ara lan dedem gibi kalp krizleri falan mı geçiriyorum hacılar diyecektim..Ama ölmedim yani demek ki sorun yok..
Neyse yemek yaptım yedik içtik doyduk kalktık.
Arkadaş peşimi lanetler bırakmıyor şimdi de amcam..Amca ya sen yapma bari niye hastanelik oluyorsun iyileşsene diyemiyorum işte..Keşke düzelse..
Çocukken hep evimizi sesini değiştirerek arar ve biz hiçbir seferinde onun olduğunu anlamazdık.Pek gamsız bir adam olduğundan 90 yaşına kadar yaşar kesin derdik ama demek hayat böyle değil.Amansız hastalık illet oldu..Bu 2012 bana ve aileme hiç yaramadı neresinden bakarsan bak felaket.
Araya iki üç güzel şey koydu.
Resmen 2 gün Egeye girdim diye göbek atıyordum tabii kardeşimde öyle sonra yine hüsran zavallım o da sevinemedi.
Bazı şeyler kader önüne geçilmeyecek şeyler..
Ölüm gibi..
Biliyorum umudum kırılmalı maf olmuş olmalıydım..
Ama sanki içimde bir şeyler bana güç veriyor..
Gittikçe daha çok yük binse bile daha çok kaldırabiliyorum..
Dedemden önce üzüldüğüm her şey fasa fiso yemin ederim..Ölen falan yok ortada..O yüzden sanırım bundan önceki olaylar umrumun dibinde dahi değil düşününce üzüldüğüme ağladığıma yanarım..
Ama işte her şey öğrenmem için belki de..
Büyük dersler çıkarttım bu yaşadıklarımdan ..
İnsanların ailelerinden başka neyi vardır zaten..En kötü anında yanında hep onlar vardır.Kırık kalpleri tamir etmek için..
Erken döndüm çünkü annemi öyle görmeye dayanamıyordum,o evin her zerresi dedem kokuyor her yerde diş fırçası, şapkası, adam dövmek için koyduğu koca sopa, gırgır,bisikleti,salıncak....vb...Hatta sokaktaki dedeler bile dedeme benziyor.Resmen insanı delirtip ağlatmak için birebir..
Bu şehirde sokaklarda yürürken bile o varken dünya da kimse umrumda değil..
Ben acının en büyüğünü yaşadım bundan önceleri derime bile değmiyor bakınca..
Hep sitemler ettim..
Hep vah vah hep benim başıma geliyor dedim..
Artık demeyeceğim..
Evet benim başıma geldiği doğru ama artık bakış açıma bakıyorum ve dedecim için en iyisi olduğunu görüyorum..Kim bilir biz onun kadar güzel ölebilecek miyiz?
Yapmam gereken bu..
Tamam hala amcam için doğru bir yan göremiyorum.Ve ölmesi düşüncesi benim sinirlerimi hop hop ettiriyor ama çıkmamış candan ümit kesilmez derler..Ümidimi kesmemeliyim iyi enerji yollamam gerekli..
Her şeye rağmen benim sımsıcak bir ailem iki güzel kardeşim bir tatlı yeğenim var..
Her şeye rağmen biri bana telefonda "Gülniş teyze naber ?"diyor..
Aslında suç bendeydi herkes haklıydı ben hak etmeyenlere sevgi ve değer veriyordum..
Bunları öğrendim mesela..
Hayatımda olan olmayan herkese büyük şeyler borçluyum..Büyütüyorlar beni..
Onlara minnet borçluyum..
Yine de ben her bayram dedemi özleyeceğim..Her bayram koşarak gitmek istediğim evin kapıları kapandı artık..
Şükürler olsun hala anıları,resimleri bizimle..Yani o ölmedi..
Taki ben ölene kadar yaşayacak..Kiminle anısı varsa o yaşadığı müddetçe dedem hep var olacak..
Çünkü insanlar ölür anılar ölmez..
Buraya yazarak dedemi ölümsüz kılıyorum..
Söz biter yazı kalır demişler..
Beyaz sayfalara koyuyorum onu..
Seni seven "Gül hanım"'ından..
Dünyada bana tek Gül hanım diye bilme şansına nail olan adama..

Vay be ben neymişim;

Şu şablonu değiştirdim değiştireli buraların bir talihi değişti anlatamam tamam kitlem yükselmedi takipçi olarak ama normalde ortalama 100 kişi sayfamı okurken artık 350-400 kişi okuyor ve bu hoşuma gidiyor..Hem en okunan yazılar kendime ait şahsi yazılar olması da hoş bir tesadüf..
Özellikle Almanya,Azerbaycan,Amerika,Rusya'dan okuyan kitlem çığ gibi büyüdü..
Güney Afrika Cumhuriyetinden bile okur alıyorum şu aralar..
Çok hoş bir durum..
Herkese teşekkür ederim sağ olun..
Takip etmek isteyenler ekranın sağ yanında bir karartı var oraya mouse tutunca sürpriz yumurtalardan takipçim olabilirsiniz..
Kocaman öptüm..
Tüm Azeri okur kardeşlerimize sonsuz selamlar..

Kürk Mantolu Madonna



” Belki dört saatten beri yürüyordum. Ne diye yoldan ayrılıp buraya saptığımın, niçin geri dönmediğimin farkında değildim. Başımın yanması azalmış, burnumun kökünde hissettiğim karıncalanma geçmişti. Yalnız içimde müthiş bir boşluk hissi vardı. Hayatımın en dolu, en manalı zannettiğim bir devresi birdenbire boşalmış, bütün manasını kaybetmişti. En tatlı emellerinin tahakkukunu gördüğü bir rüyadan acı hakikate uyanan bir insan gibi içim çekiliyordu. Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. Sadece müteessirdim. “Bunun böyle olmaması lazımdı” diyordum.Demek ki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti. Zaten kadınlar pek acayip mahluklardı. Bütün hatıralarımı toplayarak bir hüküm vermek istediğim zaman, kadınların hiçbir zaman sahiden sevemeyecekleri neticesine varıyordum. Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu.”
Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna


"Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım iş ondan kaçmak olurdu.Karşı karşıya geldiğim zaman her hareketimin,her bakışımın sırrımı meydana vuracağından korkar,tarif edilmesi imkansız,adeta boğucu bir utanma
ile dünyanın en zavallı bir insanı haline gelirdim.Hayatımda hiçbir kadının,hatta annemin bile gözlerine dikkatle baktığımı hatırlamıyorum."
—  Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna

Dedemin ayakkabıları

Ben çok küçüktüm..
Belki okula dahi başlamadığım zamanlardı..
Dedem sık sık bize gelirdi evimiz şehrin çok dışında kalıyordu sadece bir araç geliyordu.Camdan bakarken her seferinde dedemi görüp delirirdik elinde her zaman ağırca bir çanta olurdu onun içinde ananemin çok güzel yaptığı şimdilerde annemin yaptığı bademli kurabiyelerden yapardı.Bize örme donlar,kazaklar yapardı biz hep örme eşyalar giydik büyüyene kadar..
Dedem uzun boylu,kilolu,koca göbekli,kel bir adamdı..
Güler yüzlü biri aynı zamanda ultra cimriliği ile nam salmış bir adam olmanın yanı sıra iyi bir dindardı.Din konusunda bir alimdi gerçek anlamda.
Hatta küçük kız kardeşim çok ağlıyor diye yaptığı muska bile vardı.
Vefatına kadar her sabah camiye gitti.Bazı günler ezanı o okur hocalık o yapardı.
Asla kimseyi örtünmeye zorlamayan sadece öğretme ve sevdirme yolundaydı dini.Ne zaman ondan dinlesek daha çok merak ederdik dini.Neyse gelelim olayın devamına..
Dedem her zamanki gibi bize gelmiş ve soluklanmıştı.Kendisine çok güzel yeni ayakkabılar almış olduğu için ayrı mutluydu.
Sabah namazı için her zamanki gibi camiye gitmek için yola koyuldu.Bizde o gelen kadar sofrayım kurmalıydık dedem çok yerdi eee o koca göbek durduk yere olmamıştı.Zevkle yerdi yemeğini..
Dedem geldi ayağında cami takunyaları hepimiz şaşırdık.Annem " baba ayakkabıların nerede?" diyince öğrendik ki birisi dedemin ayakkabılarını çalmış..
Dedem pek hiddetlendi ama aynen şöyle dedi; "Göreceksiniz o ayakkabılar yarın ki sabah namazında bu kapının önünde olacak"..Olacak iş mi?Çalınan şeyler gelmez normalde.
Dedem başladı okumaya oku babam oku bizde çocuk aklımızla şunu söylüyoruz"Şeytan aldı götürdü satamadan getirdi."...
Sabah oldu kapıyı açtık ve gerçekten ayakkabılar gelmişti.
Hatta muntazam bir düzgünlükle konulmuştu.
Hepimiz hayretler içinde şahit olduk.Dedem evden hiç çıkmamıştı.Sadece dua etmişti.Ve dediği gibi olmuştu..
Dedemle ilgili hayatım boyunca en şaşırdığım olaylardan biriydi..

24 Ağustos 2012 Cuma

Kürk Mantolu Madonna

Dedem'e;
Yaşadığım müddetçe türlü türlü yerler gezecek, dilini bildiğim ve bilmediğim insanlarla tanışacak ve her yerde, herkeste onu arayacaktım. Onu bulamayacağımı daha şimdiden biliyordum; fakat aramamak elimde olmayacaktı. beni, bütün ömrümce bir meçhulu, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkum ediyordu. Bunu yapmamalıydı.
Sabahattin Ali-K.M.M


Yeter!

Hayatım toplamaya çalıştıkça bir girdabın içine giriyor..
Tutamıyorum hiçbir şeyi kendiliğinden oluyor..
Hayatım boyunca kızgın iken herkese kızdım,beddua ettim ama aklıma gelince hep tövbe ettim.Ve asla kimsenin hayatında mutsuz değil her şeye rağmen beni üzmelerine rağmen mutlu olmalarını istedim..
Ben sevmediğim kimseye " seviyorum " diyecek kadar şerefsiz olmadım.Sevdiysem adamlar gibi sevdim gittiysem adam gibi gittim..Üzdüm,üzüldüm ama üzüldüğüm hep fazla oldu.
Kızdım,incindim,harap oldum yazdım yazdım..
Kimsenin yerine birini koymaya kalkmadım.Bir arsız gibi kimselere özelimi açmadım.Hep kendi içimde kendi dünyamdaydım.
En üzgün en yalnız anlarımda en kıymet verdiğim insan,insanlar hiç umursamadan sırtımdan vurup gittiler.Ben ise bir gurursuz gibi onların hayatlarında kendime yer aramadım.
Ben sevilmediğimi anladığım an paşalar gibi alnım açık çektim gittim.Kalbimi de götürdüm kendimle..
Ne kimseye külfet ettim sevgimi ne de mecbur ettim.
Kimseden ne özür beklerim ne özür borcum var.
Ne kimsede hakkım var ne kimseye bir gram hak veririm..
Herkesi vicdanı affetsin.
Kimseden sevgi beklemedim.Sadece sevebildiğim kadar sevdim,sadık kaldım,bekledim.Ama sevgimin kıymetinin olmadığı yerde bunu kendime duvar bilmedim.
Sevgimi bitirmesini bildim.
Duracağım yeri bildim.
Yarınlara küsmedim ben.Herkesin bir alın yazısı vardır elbet.
Ama bir arayış içinde asla olmadım..Böyle hastalıklı hallere asla gerek yoktur.
Herkes için her zaman en iyisini isteyeceğim.
İnsan kimin yanında mutluysa orada kalmalı.
Mutsuz ettiğim yerde durmadım ben.Benim içim mücadele edilmeyen yerde cenk tutmadım hiç.
Varsa kılıçım alıp gittim hep.
Herkes mutlu olsun.
Beni üzende üzmeyende.
Hayat öyle kısa öyle hızlı ki.
Yarın ne benim öleceğim belli ne beni üzenlerin..
Ah etmiyorum bu yüzden kimselere..
Hayat sevebilenlere güzel.Hayatta sevmeyi bilmeyen insanların kalbi hep kin hep nefret kaplı..
Sevmeyi bilelim.
Sevdiklerimizin boynuna sarılıp sevdiğimizi söyleyelim..
Umarım bu sene son olur..
Dedemle birlikte sevdiklerimin kıymetini daha çok öğrendim..
Elinizdeyse anneniz ,babanız,akrabalarınız,sevdiğiniz kim varsa sarılın sımsıkı ah etmeden öpün sevin..
Sonra hep içinizde keşkeler ile kalırsınız.. 

3 gün önce;


3 gün önceye gidebilsem dedemi geri getiremezdim biliyorum.Ama son kez onu görürdüm..
İyi ki bayramda gitmişiz diyorum.Son kez elini ve yanaklarını öpebilmişim..
Hiç tahmin bile edemezdim böyle olacağını..
Keşke şaka olsa dedim..
Keşke onu morgda görmeseydim.Keşke hep dağ gibi heybetli kırmızı yanaklarıyla çekik mavi gözleriyle anımsasaydım dedemi olmadı..Keşke son kez görme umuduyla adım atmasaydım morgdan ayağımı içeri..
Ah dedem bir tanecik dedem tek dedem sonunda kavuştun işte çok sevdiğin rabbine..
Kimse içimde senin gibi delik açamadı dedem..
Benim kulaklarımı kim ısıracak şimdi..
Kim göbeğinde tavşan olduğunu idda edecek..
Kim durmadan temizlik yapacak..
En önemlisi sevdiğin kadını nasıl bırakıp gittin dedem.Sen onsuz bir gün duramazdın o sensiz ne yapacak şimdi..
Amcamın öleceğini düşünürken herkesi kandırdın bee efem..
Efelerin efesiydin ya sen.Aydın efesiydin..Ah efem nerelere gittin..
Dön diyorum dönmüyorsun..Dönemezsin..
Çok özledim seni..
3 gün baktım kapıya hacı kıyafetlerinle gelirsin diye..
Gel kıza kıza gene elif,lam,mim öğret bize doğru söyleyemeyince kız..Açtırtma televizyonları telefonlarımızı sakla ama gel..
Keşke gelsen güzel gülüşlüm keşke..
Keşke annaneme söylesen gene güzel sesinle " Denizin dibince Hatcem..." desen..Yattığın yerler nur mekanın cennet olsun..







21 Ağustos 2012 Salı

Günün Resmi Bu Bence;




Hani derler ya kalbının adamı değil diye..
İşte o terim buradan gelmiş bence..
Her gördüğümde Jason Statham gibi gülesim geliyor..

3O. Olmalı olacak olsun..

Bazen bazı insanların gebermesini isteriz..
Hatta cehenneme düşseler imkanınız olsa odun bile atmak istersiniz üstüne..
Hatta bu insanları kafanıza defalarca asar,keser,döver ve mutlak suretle söversiniz..
Fakat öyle bir an gelir ki bunların hiçbirini zihnen yapmazsınız..
Bu anı ben unutuluş olarak farz ediyorum.
Yani artık o kadar unutulmuş ve yok olmuş ki bunu yapmıyorsun..
Peki sevmediğiniz bir insan için neden üzülürsünüz..
Sevmediğimi sandığım insan için üzülüyorum..
Normalde ölmesini umursamayacağımı sandığım bir insanın durumunun kötü olmasını öğrendiğimde niye içim cız etti..
Demek aslında düşündüğüm kadar sevmiyor değil mişim..
İçten içe ben onu seviyormuşum..
İnsan böyle anlarda sanırım karşı tarafın tüm hatalarını unutuyor.Ve onu sarmaya hazır oluyor..
Normalde sevmediğim zaman vicdansız biri olduğumu biliyorum..
Fakat bugün gerçekten kalben endişe duyduğum bir gerçek..
Kafamda hiç asıp kesmedim ama yine de olmasa bile önemsemem derdim..
Şimdi olmasa yine de bir eksiklik olur gibi geliyor.
Bazı insanların sadece varlığı yeter sanırım..Onlarla dertleşmezsin..
Farklı dünyaların insanıdırsınız ama yine de hayatındaki bir demirbaş gibidir..
Sırf bu yüzden affedersin onları..
Aslında benim affetmediğim kimse olmadı bugüne kadar..Sadece sevmediklerim var..
Sevmediklerime yapıyorum zihnen zulüm..
Aslında zulüm yaptığım kendim miyim?
Evet sanırım sorunun cevabı..
Umarım düzelir..
Umarım dipcik gibi ayağa kalkar..
Bunu kalben isterim..
Olacak..Olmalı..Olsun..

öyle ama..


Vilada sopası;

Hayatımızda bazı insanlar bence bir vilada sopası kadar kıymetlidirler..
Dış yüzeyi yerdeki tüm tozları yalam yalpak silmekten başka işleri yoktur.Gösterişlidirler..İnce uzun,pahalı ve şık.Ama tamamen kirlidir bunlar.İki üç kez sıkarsınız yüz kere yerleri silersiniz..
Bir amerikan kaput bezi kadar başarılı değildirler.Halbuki amerikan kaput bezleri ucuz,gösterişsiz ama çok kullanımlıdır.Güzel cam silersiniz.Hatta eskiden bebek bezi olarak annelerin kullandığı bir bezmiş.
Neden mi bezden yola çıktım bilmiyorum..
Fakat bazen başı şeyler birbirine çok benzer gibi geliyor..
İnsanlar tür türdür..
Mesela az konuşup cool bir hava yaratmaya çalışıp küçük dağları ben yarattım egom tavana vuruyor "of kafam" diye dolanan tiplerde vardır..
Konuşan ama içsel olarak sizinle hiçbir şey paylaşmayan acı çekenlerde..
Ya da susup acı çeken,pek müstesna bireyler..
Hiç ailesinden bahsetmeyen tipler vardır mesela..Ya da avcı tipler (kadın ya da erkek olması fark etmez) vardır.Bunlar gözlerine kestirdikleri türü avlamak için her türlü iğrençliğe başvururlar.Hatta o kadar alçalırlar ki karşısında bulunan kişiye sevgi sözleri bile söylerler.
Birde çok sevip konuşamayan tipler vardır.Bunlar genelde platonik aşk vakaları yaşarlar fakat şanslı olanları da vardır..
İçimizi kemiren insanlar vardır mesela bunlarda iki tiptir. Ya devamlı sorunları olup devamlı bizden çare beklerler.Yada devamlı sevgi isterler.
Genelde insanlar bezlere benzerler.
Mesela mutfakta kullanılan lavabo bezleri gibidir kimi insanlar devamlı hayatımızda işe yarar ve gereklidirler..
Birde kapı önüne konan ayak silmelik bezler vardır.Üstüne basarız ayaklarımızı temizleriz ama bir minnet duymayız onlar hep işe yararlar halbuki tıpkı hayatımızda kıymetlerini sonradan anladığım insanlar gibidirler.
Burun bezleri de vardır.Bunlar mevsimlik olur.Mevsiminde işe yarasa bile pistir bunlar.Bir süre sonra sizi de kirletecek boyutlara geldiklerinde hemen makinaya ya da çöpe atarsınız biter..
En çok ruh yiyiciler korkutur beni.Onların ruhsal durumları hiç bitmez bir kere kendilerini tanımlayamadıkları için çevrelerindeki insanları helak etmek için yaratılmış bir vilada sopası gibidirler..
Ömrünüzün bir süresini temizler gibi yapıp sonra üstünde kalan tüm çar çöp kılı hayatınızın ortasına atıverirler..
Sanırım bu yazı benim kendimi ilk farklı tarz denemem diyebilirim..
Lütfen vilada sopası olmayın gidin amerikan kaput bezi olun ama hint kumaşı sanmayın kendinizi..
Karşı dağları ben yarattım diye bakan o gözleriniz yalnızca tiksinti kaynağıdır.
Kendi aklınızı kendinize saklayın çünkü kimse yuvasında pislik saçan bez istemez.
Cao..

Yeni arka plan

Evet yepyeni bir blogger artık burası.
Hey savaşçı geri döndü..
Fighting!

As the smoke clears, I awaken and untangle you from me


                                                                      I will be rising from the ground like a skyscraper 

                                                                      Like a skyscraper 

                                                                     
                                                                               ************

                                                                      All my windows still are broken 

                                                                      But I'm standing on my feet 

20 Ağustos 2012 Pazartesi

Bu aralar;

Her şey bu aralar öyle iyi gidince korkmaya başladım..
Aman kulakları çekip dişe vurmalı..
Heyecan ile C.B.Ü'ye gidip S. ile kayıtlarımızı alıp Ege'ye geçmeye can atıyoruz..
Okulda yalnız kalmıyorum böylece..
Aslında insanlar beni ürkütüyor artık korkuyorum onlardan ama her şey iyiye giderken korkmak istemem..
Ama insanın içinde güven bir kere kırılınca çok tedirgin oluyor.
Olsun biliyorum bu sene her istediğimi bulacağım her anlamda ve mutlu olacağım hissediyorum..
Her şey kötüye gidiyor derken meğer güzel günlerimin başlangıcıymış tüm felaketler..
Şükürler olsun diyip aman nazar değmesin diyelim..
Çok heyecanlıyım sanki ilk defa üniversiteli oluyor gibiyim ne saçma..
Belki de en çok istediğim üniversite olduğu için böyleyim..
Tabii ailemin çok sevinmesi cabası neredeyse kanatlacaklar..
Böylece 3 kızları da İzmir üniversitelerini okumuş oldu kardeşimle birlikte.
Allah çabucak bitirmeyi nasip etsin..
Umarım bazı derslerin muafiyetinde sorun olmaz..
Olmaz olmaz inşallah..

Kafka Der ki;

Savaşmaktayım, kimsenin bildiği yok. Sezenler çıkıyor, bunu önleyemem. Ama kimsenin bildiği yok. Günlük ödevlerimi yapıyorum, biraz dalgın olduğum söylenebilir; ama pek değil. Kuşkusuz herkes savaşıyor; ama ben başkalarından fazla savaşıyorum; insanların çoğu uykudaymış da, uyurken bir hayali kovmak için ellerini kımıldatırmış gibi savaşır; ama ben yürüyüp çıktım ortaya; düşünüp taşınarak ve enikonu titiz, elimdeki tüm güçlerden yararlanıp savaşı sürdürüyorum. Normalde yaygaracı olmasına karşın, bu konuda dehşet verici bir sessizliği elden bırakmayan kalabalıktan ne diye ayrıldım, yürüyüp çıktım ortaya? Ne diye dikkatleri üzerime çektim? Ne diye şimdi düşmanın ilk kara listesinde yer alıyorum? Bilmem. Başka türlü bir yaşam, yaşanmaya değmez göründü bana. Savaş tarihinde benim gibilerin adı, asker yaradılışlı kişiler diye geçer. Ama hayır, böylesi bir durum benim için söz konusu değil; ben zafer kazanacağım diye bir umut beslemiyorum; savaş, savaş olarak bana kıvanç vermiyor; savaşın tek hoşlandığım yanı, benim için ondan başka yapılacak bir şeyin bulunmamasıdır. Ancak, bu özelliğinden ötürü verdiği kıvanç da, gerçekte tümüyle zevkini çıkaramayacağım, sağa sola armağan ederek tüketemeyeceğim kadar çok. Kimbilir, belki savaş değil, bu kıvancın kendisi beni yiyip bitirecek.

Franz Kafka

    
Norah Jones-Don't know why   eşliğinde güzel gider..

Nietzche der ki;

‎'Sinirine ve intikam duygusuna hâkim olamayıp, başka bir şeyin hâkimi olmaya çalışan insan, hiçbir koruma tedbiri almadan vahşi bir nehrin yanına tarla açan çiftçi kadar aptaldır'
Nietzche

17 Ağustos 2012 Cuma

Şöyle bir şey var ki;

Oda ben artık Ege Üniversitesi öğrencisiyim..
Şuan eski sınıf arkadaşım olan bazı kişiler kıskançlık krizinde olsalar bile..
Ben artık Egeliyim..
Ve Allah'ıma bin şükür en büyük dileğim kabul oldu.
Herkese her şeye rağmen ne mutlu bana..
Mevlana doğru söylemiş;"Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir."..
Gerçekten öyleymiş!

I'm Happy..


Egeliye Ege yakışır :) 

16 Ağustos 2012 Perşembe

Clannad


Merhaba anime severler.
Gecenin köründe yatacağım vakit dur şunu bir yazıp yatayım dedim..
Nur topu gibi yeni bitirdiğim bir anime.Aslında bitirdim dersem yalan olur ben daha Clannad serisini bitirdim.Şu an Clannad After Story serisine başlamış durumdayım.
Tamam kafanız karışmasın.
Clannad serinin birinci kısmıdır.Anime 3 seriden oluşmuş.Sanırım toplamda 60 küsur bölüme tekavül etmekte ilk seride 24 bölüm vardı ve zevkle izleyip bitirdim..

Konusu;Nagisa(kız),çok yalnız bir kızdır.Hasta olduğu için bir sene okula gidememiş ve sınıf tekrarına kalmıştır.Tomoya-kun(oğlan) annesi o daha çok küçük yaştayken ölmüş babası ile yaşayan bir gençtir.Babası alkolik ve oğlunun varlığıyla zerre kadar ilgilenmeyen bir adamdır.Tomoya'u kolundan yaraladıktan sonra araları iyice açılmıştır.

Nagisa tek başına konuşurken Tomoyo duyar ve ona peşine takılmasını söyler.Daha sonra okulda Nagisa'yı tek görür çünkü Nagisanın hiç arkadaşı yoktur.Sessiz ve içine dönük bir kız olan Nagisa tiyatro oynamak istemektedir fakat okuldaki tiyatro kulübü kapatılmıştır.Ve açılması için en az 3 kişi gerekir.Tomoya ilk olarak Nagisa'ya yardım ederken aslında ona aşık olduğunu fark etmez uzun süre.
Bu sırada Tomoyo ve Nagisa yakınlaşırken hayatlarına Tomoya sayesinde yeni kişiler girer.Ve pek çok duygusal olay yaşarlar.

Tomoya hiçbir şeyi abartmayan,pek fazla övmeyen bir oğlan.
Nagisa tam bir büyük dango ailesi delisi duygusal bir kız.

Bu anime duygusal,komik,biraz fantastik,romantik bir tür.Genelde çoğu olay duygusal olmasına rağmen açıkcası bol bol gülebilirsiniz.
Özellikle animedeki Sanuhara adında Tomoya'nun en yakın erkek arkadaşının olduğu tüm sahneleri seveceksiniz.Çok güleceksiniz.
Size hiç tiyo vermedim çünkü bu sefer anlamı kalmaz citten..
İyi seyirler..
Bu animelerdeki sevgi aşk insanı kıskandırıyor.Arkadaşlık falan resmen imreniyor insan..
Gördüğüm kadarıyla diğer iki seri çok fena güzel.Haydi hayırlısı..

Ben;

Ben bir umut bulutunda yaşayan bir insanım..
Çok dileklerim yok hayattan temel has şeyler işte..
Hayalperestim..
Sinirliyim..Asabiyim..
Güleç biriyim..Konuşkanım ...
Kırılganım..Kırgınım..Kırarım..
Keçiyim..
Güzel sesliyim..Kuş olmayı hep isterim..
Hep uçmak isterim..Kanatlarım nerede derim..
İnsanları kendim gibi sanarım..
Realistim..Biraz sürrealistim..
Okurum.Yazarım..(ince bir tii sesi)
Yaşamayı sevenim.Hayvanları da severim.
Çabuk depresyona girer çabuk çıkarım.
Çok unutkanımdırım.
Çizgi filmciyim.
Pintiyim.
Süt sevenim.Sanırım ben kediyim.
Temizlik bezlerini severim.Acaba geçmiş hayatımda temizlikçi miydim?..
Sevgiciyim.
Anarşistim.
Fikirciyim.Söylemciyim.
Nutella aşığı değilim.
Çiğdemciğim.
Asosyalim.
Belki biraz sosyalim.
Sosyal süt içicisiyim.
Resimciyim.
Kendimciyim..


Saysam gelir bir şeyler ama artık uyku vakti..
Bu arada aklıma geldi ne öyle tribal enfeksiyon şeyler yazmışım geçen günler,kızdım kendime..
Ama silsem mi bilemedim..
Baya tiraj almış..
Neyse kaldırırım..
Tüü Allah ne öyle bebeler gibiyim hala..Neyse ameliyat günü belirlendi..
Biraz gerginim ama doktorum çok şeker insan..
Bugün babamın yanında bana iltifat falan etti..Şımardım bak şimdi..
Babama dedi ki "Kızınız ne kadar güler yüzlü insana ne kadar huzur veriyor gülümsemesi.Hep gülsün inşallah .Güzelliği yüzüne yansımış gibi."Bu sırada babamın göğsü böyle bir kabardı falan ayağa kalktı."Öyledir benim kızım çok güler yüzlüdür,temizdir kızlarım.3 kızım var üçü de böyle." diye diye odadan çıktı..Çıktığında hala dik yürüyordu sanırsanız omuriliği kırılacak iltifat ona geldi sanki neyse insan seviniyor ya.Bu doktorda nasıl göz var ya ilk bakışta "Sen makedon göçmenisin galiba değil mi?" dedi benim ağzım açık kaldı "evet" dedim.."Belli belli bu simayı hemen bilirim yüzünden belli."dedi babamla şok olduk..
Tabii bu benim yukarıdaki olaylar ile hiç alakasız olayı anlatma durumum ne alaka maydanoz oldu şimdi.Neyse size hayırlı pireler saat 5 olmuş hadi bu kız yatar..

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Kürk Mantolu Madonna'dan;


Kürk Mantolu Madonna
  • “Berlin’de yalnızsınız değil mi?” dedi.
  • “Ne gibi?”
  • “Yani… Yalnız işte… Kimsesiz… Ruhen yalnız… Nasıl söyleyeyim… Öyle bir haliniz var ki…”
  • “Anlıyorum anlıyorum… Tamamen yalnızım.. Ama Berlin’de değil… Bütün dünyada yalnızım… Küçükten beri!”
  • “Ben de yalnızım…” dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak:
  • “Boğulacak kadar yalnızım…” diye devam etti “hasta bir köpek kadar yalnız…”

Küçük YoungWoong büyürken;

Oy yarabim bu nasıl bir şey böyle..
Her gördüğümde ölüyorum.
Bebek bezi ile kimse bu kadar şirin şarkı söyleyemez..
3 Yaşındayken böyleysen sonun ne olur senin..
Aaaaa nananan hey youu :)
Hele o sallanması yok mu tutacaksın mıncıklayacaksın keretayı..
Adam şimdiden Paul Mccartney,John Lennon falan takılıyor..


Ve benim bebeğim büyür ve "Love me do" der.
Koca adam mı oldun sen bir tanem ..
4 Yaşında..
5 Yaş.
Benim minik Young Woong'um büyümüş
Ve tatlılığından bir şey kayıp etmemiş.

Gangnam Style

Of içimde saçma bir mutluluk var haydi hayırlısı..
Bazen mutlu kalkarsınız ve bir anda bir aydınlanma bir nirvana'ya ulaşma olur.
Sanırım o oldu bir anda.
Uyuyup uyanıyorsunuz ve garip biraz ferahlık oluyor.
Belki de tüm mutluluk sebebim bu.
Aşık oldum resmen!
Bunu izlerken gülmeyecek insan bizden değildir!
 :)


                                                                                   Hey Sexy Lady
                                                                                   Oppa Gangnam Style

14 Ağustos 2012 Salı

Arabesk kız;

Bugünlerde pek arabesk dinlemiyordum aslında ne oldu bugün bilmem dilime Yıldız Tilbe'den El adamı adlı şarkı dolandı sonra ardı arkası kesilmedi.Neyse sabahın köründe hazırlanırken bir yandan bunu söyledim.Bugün topuklu giymiştim gene arkası tahriş oldu hep böyle oluyor ya neyse yine de çok yakıştı elbiseme tıkır tıkır doktora gittim tomografi istediği için tomografi çektirdim çok garipti acayip cızırtılar çıkartan bir cihaz yatıyorsunuz falan.Doktor niye istedi bilemedim neyse ya ne olacak ölsek ne fark eder yaşasak ne fark eder..
Evet bu tarz bir konuşma yapan bir insan zaten arabesk takılır demekten kendimi alamıyorum.Komik bir kız değilim.Kendi yüzüm gülmezken kimsenin yüzünü güldürecek havamda değilim aslında bugün güldüm ailemle olunca yüzüm gülüyor onlar samimi  şükür birde evde somurtursam artık kendimi atmam gerekir.Ne atması tabii atmam benim daha yapmam gereken öyle çok şey var ki;
Mesela bir kaç gün önce bizim yeni italyan enişte Francisse  ve Emel ablamı uğurlamaya gittim.Kısmetse fransaya gitmeyi planlıyorum ,planlarımı tek başıma yapmalıyım değil mi?Hani aklımı başıma denk alıyorum artık.
Sonra bu ameliyat var onu halletmem lazım tırsıyorum ya minicik ameliyat tamam ama korkuyorum biraz içten içe..Zaten benim kemik kırılmış ne ara kırıldı bu ya daha iki hafta önce dipcik gibiydi kırdık gül gibi kemiği..
İngilizce öğrenmek için kurslara baktım ileride bir ingilizce blog açarsam çok havalı olurum olurdum ama şimdilik öğrenemedik hem pek havalı olacağımı düşünmek garip çok havalı ne ya havalı falan olmaz benden olsa olsa enterasan olur ciddi olur falan ama havalı olmaz güzel falan olur benden ancak.Of yalnız yavaştan güzelim diyip kendimi poh poh ettim sanki vay ben vay ne saçmalıyorum ya konuya dönelim biz..
Aaa evet yapacak listemi anlatıyordum.
Evet yapacak listem içinde korece kitabımı yalayıp yutmak kışa kadar ingilizceyi öğrenip şu burslu dımbırtı var koreye uçur beni onu düşünüyorum.Bizimkilere demedim ama babam beni destekler Canım ya çok seviyorum onu kanka resmen.Bir insanın babası anası nasıl bu kadar arkadaş olabilir ya her şeyimi dinlerler anneme bazı konular kıyaklı tabi üzgünüm babacığım öpüldün.
Sonra aa dostlar bu kız madem daha kendisi için özel seçilmiş olanı bulmadı onu  bulmak zorunda.Bundan sonra o beni bulmak zorunda kalacak benim artık arama durumum yok Hey hayatımın erkeği neredesin diyelim o zaman değil mi? of saçmalamıyorum tamam mı gerçekçi oluyorum sadece ben burada..
Sonra ileride ben anne olacağım ya minik çekik gözlü sarışın mavi gözlü bir kızım olacak mesela zeytin gözlü dudu kuşu ağızlı bir oğlum olacak evet ya bu benim hayalimdeki çocuklarımın profili ama tabii burada gerçeklik payı olan kısım var ise oda benden mavi gözlü sarışın çekik bir evlat çıkabilir dedem kazakistanlı oğlum çekik gözleri var mavi heheheyytt neyse tabii ben cinsiyet veriyorum ama tabii fark etmez sağlıklı olsun sanki kızıl kafa olsa sevmeyecek miyim tam tersi ne olursa olsun seveceğim.Hatta dünyada en çok onları sevmeye mekanizmalı bir anneleri olacak biliyorum gelecekteki eşime yazık be ..Neyse bana ne saçmalamak bedava değil mi durmak yok devam..
Sonra benim daha gitmem gereken ülkeler var.Belki babam gelir o çok sever böyle şeyleri belki tek giderim.Tek derken kafile ile şu turlar falan ile..
Bir kere gitmem gereken liste;Kore,Japonya-kiyoto(bunun benim için anlamını bilen bilir çok özeldir benim için),Kahire(bu piramitleri görmeden ölürsem sözlerim açık gider.),Kanada(sadece oraya taşınayım mı diye bakacağım vallahi),İskoçya(tüm sevdiğim aktörler iskoç ben bir teftiş yapıcam havasından suyundan falan mı ),Karadeniz turu,son olarak atalarımın topraklarında gezeceğim eski Yugoslavya dan benim şehirlerimi..Çok gezecek bu kız ömrü yeterse ..
Tabii istiyorum ama olacak mı ?demeyeceğim bunları yapmalıyım az çok hayatımda istediğim şeyleri yaptım ve hep tek başıma yaptım.Ailem hep bana destek oldu.
Tek başıma İstanbul'a,Çanakkale'ye gitmem Antalya'ya gitmem bunun göstergesiydi.Korkmadım hiç hep güvende hissettim..Kendime inanıyorum
Sonra evimde kesinlikle çalışma odası olacak oda içinde kocaman bir kitaplık olacak orada oturup kitap okuyup,çalışıp ,vakit geçireceğim mesela..
Mutlu olacağım.Gerçekten mutlu olacağım ve mutlu edeceğim.Sevdiklerimi mutlu edeceğim onlarla mutlu olacağım onları hep seveceğim.
Geçen günlerde kardeşimin eskiden yaptığı bizim zamanımızda popüler olan testlerden o bana yaptırmış 5 sene arayla iki kere yaptırmış gelecekten ne yapacaksınız? diye sormuşlar çok ilginç diğer sorularda fikirlerim değişmiş ama bu soruda ikisinde de tek bir şey yazmışım Mutlu olacağım! ..

Yıldız Tilbe ile başlayan müzik şölenim yüzbinbeşyüzellialtı kere Onur Mete dinleyerek bitti.Kendimden utandım ya ben Onur Mete'yi çok severim bu şarkıyı nasıl bilmiyorum pek ünlü bir şarkıymış vallahi üzüldüm.Kıyamam kim kırdı kalbini nasıl sözler yazmış..Ah ulen boşver Onurcum ya (Cum yalnız yuh bana)..