28 Ağustos 2013 Çarşamba

no no no ,don't think your heart

Hiç biri sanki hayatınız boyunca tanıyormuş gibi hissettiğiniz oldu mu?
Bazen olur öyle saçma şeyler.Öyle sanarsınız mesela..Genelde böyle zannettiniz mi yandınız.Derhal oradan kaçın.Zararın büyüğünü göreceksiniz.
Ben bir insan tanımıştım aslında o hiç yokmuş mesela aylar sonra fark etmiştim de ne üzülmüştüm.Nereden geldi aklıma şimdi.Hiç aklıma gelmezdi halbuki aylardır.
Aslında bazen öyledir.İşte geçmişi atmak imkansız değil ama arada geçmiş bile olsa bazı anılar falan akla gelir.Artık canımı yakmayan,hoyrat bir çocuksal anı bile olsa da zamanında kazıklı bir voyvodo gibi yaralamıştı beni.
Bu insanların kalpleri var mıdır mesela ?Veya aşk acısı çekerler mi ?Merak ettim ya şimdi düşündüm.Acaba dedim bunlar böyle kimsesiz ruhlar gibi geziyorlar ya.Biz hani bir elmanın yarısı olmaya falan çalışırız böyle ama bunlar hep sizin elmanın çürük tarafı sanarlar acaba bunlar bütün olabilir mi?
Ben bir insanı bırakırken derin acılar yaşamış biriyim ki aşk anlamında bir sevgi bile yokken resmen üzülmüş kahrolmuş neredeyse kafamı duvara sürtecek bir insanım.Ama bu insanlar acaba nasıl böyle diye düşündüm.
Elbette organ olarak bir kalpleri var ama kendilerine yetecek kadar kanımca.
Yani elbette birini sevebilirler ve bu sevme sadece kendilerini kapsar.
Et tırnaktan ayrılır mı derler turnağı pense ile köklerler kan olanca acısıyla fışkırır ama hayır onlar yaralı parmağın üstüne yanlışlıkla basarlar.Ve siz bir adet zonklayan parmakla kan revan içinde kalırsınız.
Ah ne bedbahtlık.
Yalnız şu da bir gerçek bu kan durup tırnak geri geldiğinde o tırnak öyle sert oluyor ki bazen tırnağınızdan korkuyorsunuz çünkü o tırnak uzayıp başkalarını tırmalar hale geliyor.
Her kopartılan tırnak için bir vahşi doğuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder