28 Ekim 2013 Pazartesi

Buruk sevinç

Eh bugün göz doktoruna gittim.Bu göz doktoru muayene ettikten sonra içimi ferahlatan sevinçli haberi verdi ve göz tansiyonumun olmadığını söyledi ama şöyle dedi artında "Bence bir nöroloğa acil gitmelisin azda olsa MS hastalığı adında hastalık olabilir.Tek gözde bir anda ani görmeme durumu iyi değil sakın ihmal etme." dedi.Hayda şimdi sevineyim mi kör olmayacağım diye yoksa buna mı üzüleyim.Hoş vücudumda en çok beyinim sağlam gibi gelse bile bu aralar sık sık yakın arkadaşlarımın ismini unutmam hatta kendi adımı unutmuş olmam gözümde olan seğirmeler aklıma gelince korkmadım dersem yalan olur.İnşallah yine iyi haberlerle geleceğim.Babam kendi doktor arkadaşıyla irtibata geçecek.Bana şans dileyin..

26 Ekim 2013 Cumartesi

Ben geldim

Sevgili canınız gibi sevdiğiniz ninjanız geldi.Of öyle yoğunum ki bazen kendi adımı unutuyorum.Ayrıca rahatsızım bu aralar.Neyse anlatayım bari zaten dertleşmeye ihtiyacım var.Öncelikle bir haftadır bulanık görme şikayetleri yaşıyordum ve doktora gittim.Ve göz tansiyonu dedi.Bilmeyenlere açıklamak isterim tedavi olmazsan yavaş yavaş kör oluyorsunuz.Tabii hemen değil korkmayın ve ben daha gencim ve çok başındayım yani kör olmayacağım inşallah.Yalnız dün o kadar üzüldüm ki rahatsızlandım.Sabah sanki kör olarak uyanacağım sandım.Halbuki 50-60 yıl bu hastalıkla ilaç ve damla ile yaşayan ve gayet gören insanlar var şükürler olsun.Yani panik yapmamam lazım.Tabii ben o kadar korktum ki şu an gözlüklerimle oturuyorum.Artık evde okurken dinlendiricilerimi takacağım ki gözlerim yorulmasın aa dostlar..
Bugün Ebru kursu sınavım var.Okulda sosyal aktivitem olsun diye yazıldım resim seviyorum ve buda güzel bir sanat dalı bende bu güzel Türk resim sanatına merak saldım bugünde yazılı sınavına gideceğim.Bol şanslar olsun bana sonra okulun bilgisayar kursuna yazıldım meğer ben Word'ü bilmiyormuşum ya oldum.Anam kursta akşam 7 de bitiyor okulda in cin top oynuyor.Telefonun el feneri var onunla yürüdüm aklımdan ya sapık varsa burada falan diye geçirirken karanlıklar içinde bir kızla oğlan sarmaş dolaş."Kaç Gülnihâl kaç kızım." dedim kendi kendime ve hızla geçtim gittim.
Bu arada nasıl okula geldim Allah'ım dersler hep İngilizce örnek olarak bir kaç dersim; History science and Chemistry , Math in Chemistry ,Biology....etc düşünün artık nasıl kusuyorum.Ama en zoru kesinlikle Electrochemistry ya ben yüzde 30 sanıyordum bu okulu yalan ya kandırmışlar yüzde 80 miş bu ya..Türkçe olsa neyse İngilizce bilim zor arkadaş.Artık günde en az 2 saat çalışarak uğraşıyorum.
Bu arada laboratuvar sınavlarında birinciliğim var söylemek isterim.Çok havalı oldum ya ben bu sene Böyle bir inek oldum.Önceleri utanıyordum ama çok fiyakalı bir durummuş birinci olmak sınıftakiler 30-40 alıyor ben 90 :)
Bu arada tam 4 sınıfım var evet doğru duydunuz.1.sınıftan bir boş ders cidden boş ders ya dersin amacı sinemaya git bale izle.Diğeride Science of English alıyorum. 2.sınıftan çok ders.3. sınıftan gündüz Electro gece HSoC alıyorum.
Yani ölüyorum aaa canlar Gülnihâl yazamıyorsa nedenli yani ve bana günler yetmiyor ya vallahi yetmiyor çok çalışmam lazım neyse şimdi kahvaltı yapıp Ebru sınavına gitmeliyim.

Not:Doctor Who birinci sezondan başladım izlememiştim.Yuppi.Ve bu arada yepyeni laptopumdan yazıyorum buna nazar duası okumalı ya.
Kardeşim içeriden çok sevdiğim Yaralı Ceylan'ım şarkısını söylüyor..

5 Ekim 2013 Cumartesi

önceden

Ben eskiden böyle sert değildim.Ne oldu da böyle oldum.
Ağlamak bile zor geliyor ne güzel ağlardım salya sümük.
Artık içimdeki bu benden büyük ruh kalabalık ediyor her yanımı.
Ah ne kabaca sanki hayat bir uydurmaca.

Sabahattin Ali-Değirmen


Kafamın içi

Ne garip bir yerdir kafamın içi.Ya kalbimin içi o desen boşalmış bir meret.
Bende üzülüyordum aslında ama şimdi üzülmek değil olay.Korktum.Tedirgin oldum.
Sizi sevdiğini söyleyen biri nasıl olabilir "Evet öl çünkü o zaman birlikte oluruz." gibi bir sözü söyler...
Ne üzücü..
Kafamın içinde çok düşündüm ama bir türlü mantık koyamadım bu olaya.
Hayır anlamıyorsunuz mantıksız sevgi,sevgisiz mantık saçma.
Ben buraya her şeyin detayına kadar yazmıyorum.Yazmam..Eskiden belki yazardım ama artık yazamam.
İçimde büyütüp büyütüp korktuğum düşünceler var.
Bu yaşıma geldim bir elin parmağından az sevdiğim kişi oldu ama hep tosladım.Fakat inanın bir kere kızdığım an ettiğim beddua dışında ve onun içinde çok tövbe ettim kimseye ne kin besledim ne başka kötü hisler yine de beslemem nasıl besleyebilirim.
Fakat ilk kez birinden korktum ve kızdım evet bu başka kızgınlık bilmiyorsunuz.
Normalde beni hemen yargılayıp suçlu sanabilirsiniz ama şu ana kadar beni dinleyen herkes istisnasız haklı olduğumu söyledi.

Belki o an ayrılmasam geleceğimizi birleştirecek fakat sonra boşanacaktık  ve ben mutsuz olacaktım çünkü inanmadığım bir ortamın içindeydim artık güvenimi yitirdim.
Geleceğimi istimlak duvarı olmayan fakat her an heyelan olabilecek topraklara bina dikerek geçirmediğim için beni suçlu bulamazsınız.
Dik kafalıyım ama dürüstüm kimseyi yalanlarla kandırmadım.Belki en kötü özelliğim bu ama benden geriye baktığında beni gerçek anlamda kim kötü anabilir.Elini yüreğine koyup.
İlişkime güç anlarda sahip çıktım.Aile yapıları,etnik ayrılıklar hayır bunları göz ardı ettim ve kabul ettirme durumuna getirdim.
Ama bilin ki bunlar değil nedenleri.Evet kültürel farklılıklar beni rahatsız etti artık ama önemli iki konu daha rahatsız etti.

Biliyorum doğru zaman ve yerde değildim.Ama olacağım..
Ve bilin ki ayrılma nedenim ırkçılık değil çünkü beni okuyan kaç etnik grubun insanı olduğumu ailemin nasıl karmaşık olduğunu bilir..

Herkesin mutlu olmasını diliyorum.
Teşekkürler.