9 Mart 2014 Pazar

Benim meditasyon diyarıma gidelim

Şimdi bomboş karanlık bir alana girdik çok uzaklarda beyaz bir ufuk görüyoruz minicik beyaz bir nokta ellerimi oraya uzatıyorum o karanlık içinde gördüğüm tek ışık kaynağı onu tutmak istiyorum..Ve yaklaşıyorum,daha da yaklaşıyorum..Siyah karanlık soğuk ama aydınlığa yaklaştıkça ılık bir esinti ensemdeki  saçlarla tam göğsümden giriyor..İçim ılıyor ona yaklaşmalıyım..
Ve tuttum..Bir pencere gibi öyle aydınlık ki devamını görmüyorum..Önce bir bacağımı atıyorum sonra diğer bacağımı ve ayaklarım taşsız kahverengi kumlara basıyor..Etrafım büyük bir ormanlık alan,çınar ağaçlarının kokusu,rüzgarın kokusu ve ileriden akan bir şelalenin sesi kulaklarımı öpüyor..Kulaklarımın beni götürdüğü yere gidiyor..Taşlarla örülmüş bir duvarın tepesinden buz gibi bir sular fışkırıyor akan suyun yanlarında sarmaşıklar,bambular ve oluşan su oyuğunun yanındaki durgun su gölcüğünde lotus çiçekleri var pembe pembe..Benim üstümde bembeyaz bir elbise var hava öyle güzel ki sırtımı ve göğsümü biraz açıkta bırakmasına rağmen orası benim alanım..Ayaklarım yere çıplak basıyor..Suyun rüzgarı eteğimde dolanıyor..Elimi serin suya daldırıp içmeye başlıyorum..Ve sonra altına giriyorum suyun ağzımda bir söz;
"Ey ışıklı yol bana kapılarını aç
Ben sevmeye geldim ve sevilmeye
İlerliyorum hayat yolunda
Bana doğruyu göster
Ey ışıklı yol bana ellerini uzat
Ben şefkat doğurmaya geldim
Bana cennetini aç."
Kafamı kaldırıp nefesimi sonsuz kadar bana gelen bir zaman tutup yüzümden suyun akmasını sağlıyor ve kemiklerime kadar üşüyorum..En sonun gözlerim açık kafamdan sular hala boşanırken ağaçların arasındaki masmavi gölü görüyorum..Ve yavaşça suyun altından çıkıyorum eşyalarım ıslak ama önemli değil.Kafamda kötü hiçbir düşünce yok..Fakat bana düz bir yol gibi gelen göle ulaşmak için sayısız taş mermerden çıkıyorum.Çıktıkça ısınan beni ve elbiselerimi ısıtan bir mermer yolumun üzerinde sayısız renkte çiçek var.Ben çiçekleri kopartamam çünkü onları öldürmek istemiyorum..Zambaklar bembeyaz onları kucaklamak istiyorum ve mor sümbüller,lavantalar..Lavantaları çok severim ben ne güzel kokarlar..Son taş basamağı nasıl çıktığımı fark etmeden varmış oluyorum..Ve sonsuz güzellikteki mini göl..İçinde bembeyaz bir kayık..Elbiselerim kurudu..Yavaşça göle yürüyorum..Gölde bir iskele var oraya çıkıyorum..Ve iplerini çekiyorum sandalın ve biniyorum içine..İçinde bir lir..Yavaşça çalıyorum onu..
"Burası cennet olmalı bana 
Gitmiyor ayaklarım başka yöne
Şarkılar söylerim hayata doğru
Aç yüreğini sevgiye doğru
Tut çiçeği böceği 
Sar kelebeği
Bu şarkı denizlerde yalnızlığın adı"
Ve gölde ilerliyorum hava öyle güzel ki..Ve küçük başka bir iskeleye varıyorum..Güneş yüzümde..Kumlara basıyor ayaklarım ve kendimi kumlara bırakıyorum mutluyum orada gözlerim kapalı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder