Bizim komik anımız..
Okulda ders çalıştığım bir gün biricik Zeze'm yanıma geldi ben ders çalışıyordum o da oturuyordu.Derken çok sıkıldık en sevdiğimiz eylem olan kahve içmeyi gerçekleştirelim diyerek okulun cafelerinden birini seçip oturduk ve kahvemizi içtik.
Zeze hadi gezelim deyince bende onu okul içinde çok sevdiğim yer olan Botanik bahçesine götürmeye karar verdim.
Yol üzerinde daha önceden hiç gitmediği için şaşırarak" buradan mı gideceğiz" diye sorduğunda kötü gülüş ile " nihahah kaçırıyorum seni minik kuş." gibi romanlardan çıkma taklit ile götürdüm..
Ben bitkileri çok seviyorum severek gezdirdim..
Biraz ıslanarak,biraz nemli sıcak havada boğularak gezdik derken Nilüferlerin açtığı güzel yere gelince biz burada oturalım azıcık dedim ve 2 saatten biraz fazlaca oturduk.Bu arada Botanik bahçesinde çalışan bir kişi ve yanında birleri ile yanımıza geldiler resim çekildiler ama bize hiçbir şey demediler..
Derken saat olmuş 6 bende ;"Hadi gidelim düşünsene birde bizi buraya kilitliyorlarmış ne komik olurdu ya ." falan diye geyikler yaparken uzaktan ne göreyim demir kapılar kapalı gibi duruyorlar..Biz hızlandık çekiyoruz ama açılmıyor asma kilitler ile bizi bir güzel içeride kilitlemişler..
Ya bir güvenlik gezdirsenize arkadaş deme içeride 2 kişi kala kaldık.Kapı deseniz 2,5-3 metre..
Şaka gibiydi cüzdanı telefonu dışarı tarafa koydum başladım tırmanmaya bu arada Zeze'de tırmanıyor.O indi ben tepedeyim ama başım fena oldu bir anda dedim içimden "Atla gitsin atla." hafiften sarkıttım kendimi atladım kolum biraz acıdı..
Buda bizim filmlere konu olması gereken en komik öykümüzdü..
Velhasıl kelam çeşitli arkadaşlar alay etti..
Bize de güzel bir komik hikaye kaldı..
Okulda ders çalıştığım bir gün biricik Zeze'm yanıma geldi ben ders çalışıyordum o da oturuyordu.Derken çok sıkıldık en sevdiğimiz eylem olan kahve içmeyi gerçekleştirelim diyerek okulun cafelerinden birini seçip oturduk ve kahvemizi içtik.
Zeze hadi gezelim deyince bende onu okul içinde çok sevdiğim yer olan Botanik bahçesine götürmeye karar verdim.
Yol üzerinde daha önceden hiç gitmediği için şaşırarak" buradan mı gideceğiz" diye sorduğunda kötü gülüş ile " nihahah kaçırıyorum seni minik kuş." gibi romanlardan çıkma taklit ile götürdüm..
Ben bitkileri çok seviyorum severek gezdirdim..
Biraz ıslanarak,biraz nemli sıcak havada boğularak gezdik derken Nilüferlerin açtığı güzel yere gelince biz burada oturalım azıcık dedim ve 2 saatten biraz fazlaca oturduk.Bu arada Botanik bahçesinde çalışan bir kişi ve yanında birleri ile yanımıza geldiler resim çekildiler ama bize hiçbir şey demediler..
Derken saat olmuş 6 bende ;"Hadi gidelim düşünsene birde bizi buraya kilitliyorlarmış ne komik olurdu ya ." falan diye geyikler yaparken uzaktan ne göreyim demir kapılar kapalı gibi duruyorlar..Biz hızlandık çekiyoruz ama açılmıyor asma kilitler ile bizi bir güzel içeride kilitlemişler..
Ya bir güvenlik gezdirsenize arkadaş deme içeride 2 kişi kala kaldık.Kapı deseniz 2,5-3 metre..
Şaka gibiydi cüzdanı telefonu dışarı tarafa koydum başladım tırmanmaya bu arada Zeze'de tırmanıyor.O indi ben tepedeyim ama başım fena oldu bir anda dedim içimden "Atla gitsin atla." hafiften sarkıttım kendimi atladım kolum biraz acıdı..
Buda bizim filmlere konu olması gereken en komik öykümüzdü..
Velhasıl kelam çeşitli arkadaşlar alay etti..
Bize de güzel bir komik hikaye kaldı..