26 Eylül 2014 Cuma

Olduğu gibi

Çok sakinim çok rahatladım bilmiyorum büyüyor muyum eskisi gibi değilim.Ne değişti diye düşünüyorum da.Neyin değiştiğini fark ettim.
Eskiden sadece ben ve egom vardı.
Ben ben ben..
Şimdi evren var doğa var kendimi onlarla bir bütün hissediyorum.
Umutsuz değilim.
Aksine hayatımda hiç bu kadar umut dolu olmamıştım.
Dün üzülüyordum ama bir şeylerin değiştiğini fark ediyordum.
Ben değişmişim.
Hemde çok iyi değişmişim.
Kendimi güçlü hissediyorum.
Ben her şeyi başarabilirim artık biliyorum.
Ve kararlıyım seneye yurt dışına gidiyorum.Doğru kişi bekleyebilir ben hayatımı güzellikler iyilikler içinde yaşayacağım.
Zeze bana Polyanna derdi evet hep iyi düşüneceğim hiçbir zaman bana ol dediği gibi elimi masaya vurup insanlara çıkışmayacağım.
İnsanları ,hayvanları ,doğayı seviyorum.
Teşekkürler evren..
Bir bildiğin var hep biliyorum.
Boşuna değildi bunca kalp kırıklıkları çünkü her birinde büyüdüm büyüdüm daha az ağlar oldum.
Teşekkürler dünyanın 5 harikası.
Güzel çiçekleri kokluyor,kuşları görüyor,ağaçlara dokunuyor,yemekleri tadıyor ve kuş cıvıltılarını duyuyorum.
Hala ağlıyorum ama haksızlıklara,bir kedi yavrusu aç kalınca.
Teşekkürler evren beni ben yapıyorsun.
Bana şahane dostlar veriyorsun.
Sadece yanlış zaman yanlış insanlar tanıdım.
Yine de her birine sonsuz teşekkürler..
Onlar olmasa bugün doğrulamaz yeni hedefler edinemez güçsüz bir kız olurdum onlar yüreğime her vurduklarında bilmeden kalbimi büyüttüler ve artık seveceğim şeyler o kadar çok ki her şeyi sevebilirim.


24 Eylül 2014 Çarşamba

Aldırma

Ayağım taşa takıldı bir kere
İstesem de durduramam düşüşü.

Olay Özeti

Ablamın bir doktor arkadaşının benim resmimi görüp beğenmesi ile başladı.Bende ablama olmaz dedim ve konu kapandı Zeze'yede biraz anlattım mühim bir konu değildi ama bana kızdı bağırdı küstü.
Bu olay çok oldu.Ama çirkin bir tavırdı.
Ablamlardayken bir ziyaret sırasında beni bir oğlan beğenmiş.
Ablama " İstemiyorum abla ilişkim var."dedim.
Ama ablam ve komşusu çok zorladı."Ne var bir kahve içsen ." dediler ama ben reddettim kibarca.Biraz ısrarcı olmaları resim atmaları rahatsız etti ama saygısızlık edemezdim.
Bunu da Zeze'ye anlattım yalana ihtiyacımız var mı ki?
Fakat çirkefleşti benim erkeklere mavi boncuk dağıttığımı ,demek yüz verdiğimi benden yüz bulduklarını söylemeye başladı.
Baya kavga ettik en sonunda her zaman ki gibi ben alttan aldım ve kapandı.
Benim sevdiğim bir erkek ünlüyü görmem paylaşmam bile gıcık ediyor."Ben geniş miyim?" diyor.
ve Derken İzmir'e geldiği gün.Ben,kardeşim,arkadaşımız kahve içtik.Onların tektaş yüzükleri var ve benle uğraşırlar ."Aaa senin yok ki ." diye şaka yapıyorlar kahve üstüne koydular.Bende resmini çektim ve bir sosyal ağda paylaştım.
Bunda ne var.
Yok efendim bunu erkek arayanlar yaparmış bunu en son yapan kız arkadaşı 2,3 erkekle yatmış.
Ve ben bunu duyunca delirdim sen kimsin ki beni böyle bir kefeye koyarsın dedim.Bu sefer eski olaylara döndü.Küfür etmeye başladı.Zorbalaştı kelimeler ile.
Bende sinirlendim arkadaş sen orada bana 3 kız sarktı dediğinde ben fesatlık düşünmüyorum da sen benim kahve fincanı koyduğumda bana nasıl iftira atarsın.İffetime laf edersin.Ağzına ettim.
İşte sonra yüz yüze bunları konuştuk ve benim haklı olduğuma karar verdi.
Evet evet kendi fark etti dinleyince.
Sonra da ayrıldık.
Benim yanıma ten aramıyorum.
Giden gider.
Bana seyirlik değil ömürlük lazım.

Ayrılık

Zeze ile ayrıldık.
Açıkcası emin olmamakla birlikte aldatıldığımı hissediyor ve o kızla koyduğu 30 sarmaş dolaş resimde bunu destekliyor.
Tabii yanılıyorda olabilirim.
Ama bilmiyorum.
Ne ayrılırken gözlerinin dolmasına inanmadığım gibi buna da inanmıyorum.
Kendi her türlü şeyi yapıp bana görücü çıktı diye hayatı bana zindan edip küfür etmesi de cabası.
Neden Zeze böyle oldu bilmiyorum.
Yurt dışından geldiği güne kadar aşırı iyiydik ama geldiği gün kıskançlık krizlerine başladı.
Sanırım kişi kendinden bilir hesabıydı bu hakaretleri.
Neyse ben o resimleri görüp sesimi çıkartmıyordum ne olursa olsun inanmak istiyordum ona.
Ama pardonda ben hiçbir erkek arkadaşımla 30 sarma dolaş resim paylaşmam hele hele kız arkadaşımla hiç paylaşmıyorsam.
Büyük kavgalar ettik onun aşırı kıskançlığından hatta hatalı olduğunu kabul bile etti.
Gözleri yaşlarla benim inanmadığım ayrıldık.Sanırım bana sarılacaktı ama ben sessizce kalkıp yürüdüm gittim.
Hayatımda ilk defa deli gibi ağlamadım.
Belki de aslında çok doluyum acı çekiyorum ve uyuşukluk içindeyim.
Sevmiştim len.
Bu nasıl bir edep.
Yanına yar değil ten mi aradın da o kıza bu kadar sokuldun.
İnanın içimde yok bile kinim.
Öyle hissizim öyle fena.
Duygusuzum ağlamıyorum dünden beri gülüyorum..
Kabullenemiyorum.
Sanki bunlar olmamış gibi.Sanki Zeze bunları yapamaz gibi benim Zezem bu kadar iğrenç olamaz gibi.İnanmak istiyorum.
O pis lafları kıskançlığından söylememiş gibi saymak istiyorum.
Nedensiz onu affetmek istiyorum ama edemem.
Edemem..
İnanmıyorum ona o kıza da ona da güvenmiyorum.
Sen benimsin sarılamazsın yanak yanağa koyamazsın ağız ağıza giremezsin resim çekilemezsin hayır.
İşte böyle bir bitik ilişki daha..
Ne yazık ki Zeze de babasının oğlu nasıl babası annesini aldattıysa Zeze de beni aldattı.İtirafa gerek var mı.
O göz yaşları boşuna değil orada pişmanlığı utanmayı gördüm ben biliyordum.Göz temasından çekinmesi bu yüzdendi..

Buraya bir gün doğru adam bu diyerek sandığım ama yanıldığım zamanın sonundayım.
Teşekkürler koca yolda yine yanlışa bastım.
Yine de mutluydum.
Yine de pişman değilim sevdiğime.
Kaderim değilmiş bitti.Ama bir günümü bile ona harcadığıma üzgün değilim.Kızmayın bana artık hiçbir şeyin öncemi kalmasa bile öyle güzel günler yaşadığım bir adama nankörlük yapamam.
Hoşcakal Zeze.
"Aldırma, 
Severek yürüdük ,büyüdük bu masalda 
Aldırma, 
Sade bir tebessüm  bırak bana 
Ağlama,
Hazin bir son vardır tüm aşklarda..."


22 Eylül 2014 Pazartesi

Kıskançlık

Tam her şey düzeldi tamam diyorum bok oluyor.
Zeze yurt dışındayken arayı düzelttik diye sevinirken daha ülkeye girer girmez deli gibi kavga ettik.
Nedeni o kadar aptalca ki.Ama artık sinir oluyorum.
Ablamın doktor arkadaşı resmimi görmüş çok beğenmiş ben kabul etmedim.Yine orada ablam ve komşusu ile gittiğim yerde bir bankacı talip oldu çok ısrar etti reddettim.
Vay arkadaş bana neden talip oluyorlarmış benden yüz buluyorlarmış.Ben ne yaptım ki ama yok anlatamıyorum kafada kurmuş bir kere.
Yine dün kardeşim ve arkadaşımla kahve içtik benden küçükler ama tek taşları var hep bana sataşırlar aldılar yüzükleri kahvenin üstüne koydular benim tabii yok bende resmini çekip koydum.
Neymiş iş atmaya girermiş sonra erkekler bana bu yüzden yazıyormuş.
Lütfen erkek yazarlarım siz bir kız sadece kahve fincanının üstünde kendi yüzüğü olmadığı zaman ona sarkıyor musunuz?
Yada bu kız aranıyor mu diye düşünüyorsunuz?
Belki ben fazla saf biriyim ve anlamıyorum kötü düşünemiyorum.
Ve hasıl kavga büyüdü ..
Ben kendimi anlatmaya çalışıyorum açıklıyorum benim ne suçum var anlamıyorum ama hayır püskürüyor adam ateş saçıyor.Ben alttan aldığım için yurt dışındayken bu hallerini örtbas etmiştim ama bu sefer öyle çirkin konuşuyor ki.
Arkadaş bana yüzük al demiyorum gel evlenelim demiyorum ki sana ima bile değil bu kardeşim ve arkadaşımla şakalaşmak.
Neden beni kırıyorsun.
Ne yapayım bilmiyorum artık.
Elimden geleni yapıyorum ama artık ayağımdan gelen siktirip gitmeyi yapmalı mıyım diye düşünmeden edemiyorum.

20 Eylül 2014 Cumartesi

Teyzenin bir günü

Ben çok uzun zamandır hiç giremedim nedeni şehir dışında olmam ve yeğenime bakmamdı.Eniştem ve ablam geceleri iş nedeni ile nöbetçi ailecek yılın 6 ayını resmen Türkiye'nin bir ucunda geçiriyoruz babamlar 3,kardeşim 2 ve bende yaklaşık 1 ayımı onların evinde geçiriyorum.
Sonuçta çocuk sokakta kalamaz ve daha 4 yaşında kendi kendini idame edemiyor..

Size minik yeşil başlı göven ördeğimle olan bir günümü anlatacağım ki ben bugün döndüm bu anlattığım oradayken ki gün ritüelim.
Sabah 7 odamın kapısı yavaşca açılır yada yanımda yattığı vakitler yataktan gizlice çıkar tabletimin başına geçer.
İçinde onun için indirdiğim ingilizce çocuk şarkılarının olduğu adını ekleyeceğim onu açar(Kids Songs)..Daha sonra oyunları var Temple Run2 özellikle onu açar ondan sıkılırsa Minion Rush açılır.Bu sırada çok sıkılır 7.15 ve "Teyzeeeee Teyzeee teyzeee ben çok sıkıldım." ve ben çabucak kalkarım.
"Çişini yaptın mı teyzem?"
"Evet yaptım." yalan söylüyor asla yapmaz.Kucakladığım gibi tuvalete taşırım ve tuvaletini yapar tam ellerini yıkamadan çıkacakken tutup geri sokup ellerini yıkarım.Ve koşarak tablete gider bende yatakları toplarım ve ona yumurtalı kaşarlı kekikli omlet hazırlarım.Ekmeklere onun sevdiği acı sos,ballı kaymak,çikolata olan 3 farklı ekmek hazırlarım ve kreşe gidiyorsa giysilerini hazırlarım.
"Bebeğim gel kahvaltı hazır ,kreşe gidicez."
"Hayır gitmicem ,yemicem ben seninle kalıcam yaaa."
İçeri giderim kucaklayıp mama sandalyesine koyarım.Bu sırada yemek istemez .
"Ay bunu ben yiyeyimm."
"Hayır benim o ."diye elimden alır ve ben amacıma ulaşmanın verdiği keyifi hiç çaktırmam ve sonra yemeğini tamamen yer bu sırada elde tablet "Twinkle twinkle little star,Kırmızı balık vs" şarkıları benzeri şarkıları söylerim oda
"Ya ben söylicem ." diyerek uydurur bu arada o sandalyede onun çorapları donu değiştirilir ve kucağa alıp tuvalete gideriz.
"Teyzecim sakın kreşte işeme tamam mı?"
"Tamam."
"Öğretmenine söyle tamam mı?"
"Tamam."
"Hangi diş fırçası?"
"Bu."
Ve birlikte dişlerimizi fırçalarız arada yorulunca onunkini de ben fırçalarım.
Sonra "Hadi dişlerine dilini değdir."
Gözleri kocaman açılır iri iri bakar." Kayıyor." diyerek güler.
Elleri sabunlarız.
Ve yine;
"Gitmicem beni bırakma teyze üzmücem seni."
"Ama bebeğim mecbursun."
"Beni İzmir e götür bana sen bak."
"Biraz daha büyü."Bu arada giyinmeye başlarım.
"Teyzecim buraya gel."
Her zaman koşarak gelir.
"Üstüm olmuş mu saçım güzel mi?"
"Çok güzel teyze çok yakışmış ki. Ama ama saçını böyle yap ben yapayım mı."
Ve kucağıma aldığım gibi kreşe gideriz.
Bırakırken bazen ağlar ben kordon da yürürüm eve dönerim evi temizlerim yiyecek hazırlarım kayısılı çayımı içerim saat onsuz geçmez ama eve gelince canıma okuyacak biliyorum.
Kreşe giderim alırım.
"Teyze sen şirine ol!"
"Yoruldum ama yaşlıyım ben."
"Hayır!! Sen şirinesin ben köpek balığı."
Ve 2 saat süren evcilik merhaba bu sırada akşam yemeği yemeğe gideriz ve masada yemek yedirirken ben hala bir yandan şirineyi seslendiririm .

"Ooo şirin baba nerdesin kayboldum."
Bu benim bebeğimi en gülümseten söyleyiş kelimem kayıp olmamı seviyor.Köpek balıklarının olduğu yerlerde şirineyi yüzdürür ve ona bir şey olmaz.
Yine el yıkama ve tuvalet ..Götürmezsem altına edeceğini biliyorum.Belgesel izleriz resim çizeriz ben ona süt ısıtırım ama tatmam lazım çünkü paşam asla sıcak sevmez bana çekmiş hergele soğuyana kadar bekletir.
Yatırırım.
"Teyze korkuyommm."
Yanına yatarım elini göğsüme dayar ve uyur..

Benim küçük meleğim şimdi bensiz..Onu daha şimdiden çok özledim.
Dün ağlayan gözlerini.
"Bugün değil bir gün gidersin bugün değil ama." diyen sesi boynuma sıkıca sarılması.
Poposunu mıncırıp.
"Ah bu popo neden yumuşak ki?" dediğimde sırıtıp.
"Çünkü o pop teyze seninki de yumuşak "diyen komikliklerini özlüyorum.

En çokda "Benim en sevdiğim yeğenim kim?" dediğim de tek yeğenim olduğunu unutup;"Ben ben" demesini seviyorum..